Ekim 18, 2013

Uykusuzlar ~ Gülşah Elikbank


Konu fantastik edebiyat olunca Türk yazarlara güvenmek hâlâ hayli zor. Ülkemizde, artık çok daha fazla ilgi görüyor olsa da, fantastik romanlara ve onları yazanlara alışmak da güvenmek de daha zaman alacak. Bu nedenle korkarak, daha doğrusu çekinerek aldım Uykusuzlar'ı. Bana kitabı aldıran konusunun rüya temelli oluşuydu. Rüyalar hakkında çok meraklı ve öğrenmeye aç biri olarak her türlü kitabı edinmem işten bile olmuyor. 

Kitapları yarım bırakmak âdetim değildir; başladığım şeyleri yarıda kesmeyi seven biri olmadım hiç. Ancak Uykusuzlar'ı okumaya başladığımda bu aklımdan geçmedi değil. Popüler kültürü beslemeye yönelik, sükse yapmak için yazılmış bir kitap olduğunu düşünmekten ve ergen ruhunu yemlemek için ateşli aşk unsuruyla harmanlanmış bir kitap (?) olduğunu kabullenmekten başka çarem yoktu, ilk birkaç on sayfada.

Durum pek de öyle değilmiş lâkin. Giriş bunu sezdirse ve biraz sıksa da inat edip o ilk sayfaları okumayı başarır ve ilerlerseniz Uykusuzlar elinizden bırakamayacağınız bir kitaba dönüşüveriyor. Ne zaman bu değişimi yaşattığını anlamıyorsunuz; ama bir bakıyorsunuz ki okumayınca aklınız kalıyor. Bu bağlamda beni gerçekten şaşırtan bir kitap oldu Uykusuzlar.

Ekim 09, 2013

Sisteki Yakut ~ Philip Pullman


Ne zamandır olmayan "kitap okuyasım"ı geri getiren, elimden bırakınca aklımın kaldığı bir kitaptı Sisteki Yakut. Polisiye kokan kitaplar okumayalı çok uzun zaman olmuştu. Philip Pullman'ın kalemiyle bu tarz bana hayli zevk verdi. Dediğim gibi, ne kadar beğenirsem beğeneyim, bir kitabı bütün gün elimden düşürmeden okuyamam. Ama Sisteki Yakut'u üç gündür bir buçuk saatlik okula gidiş ve dönüş yolunda okumak için sahiden sabırsızlandım. Eve varınca da durum değişmedi.

Sisteki Yakut'un çok akıcı, sade bir dili var. 213 sayfalık güzel bir tadımlık ve -benim gibi- bir süre serilerden uzak kalmak isteyenlere çok iyi gelecek. Tamamen kitapsız kalamayanlar ve çok hacimli bir şeylere de hazır olmayanlara önerim olsun. Bir hafta sonuna gayet sığabilecek bir teklif, Sisteki Yakut.

Romanın protagonisti Sally Lockhart 16 yaşında bir kız. Antagonist rolünde Bayan Holland'ı okuyoruz. Kitapta karakter bolluğu yaşanıyor; polisiyelerin bu özelliği zaten mevcuttur, malûm. Kitabın genel konusu Sally'nin, babasının ölümünü aydınlatmak istemesi üzerine oturuyor.

Ekim 05, 2013

Kraliçenin Pireleri ~ Tarık Tufan


Kraliçenin Pireleri'nin alıntılarıyla tanışmam seneler evveline dayanır. Daha o zamanlardan kalma bir edinme isteğim vardı; ancak bu tarz kitapları, bir romanmışçasına bir solukta okuyabilen biri olamadım. Emrah Serbes'in Hikâyem Paramparça'sında da böyle olmuştu: Siteden bildiğim afili parçaların biraraya gelmiş ve kitap olmuş hâli. Her parçayı birarada ve "bende" tutma isteğimden güzel gelmişti; ama bu tarz şeyleri tek nefeste okuyamıyorum.

En fazla üç-dört sayfa süren hepsi birbirinden bağımsız küçük, kısa hayat tecrübeleri diyelim, Kraliçenin Pireleri'nin temasına. Kitabın herhangi bir sayfasını açıp rastgele bir parçayı okumalısınız, benim önerim bu yönde en azından; elbet sizin keyfiniz bilir. Kitaba baştan başlayıp inatla, "Şimdi benim de içimi sızlatacak bir yer gelir," diye okuyunca ben sıkılıyorum. Ama zaman zaman sizin gibi başkalarının da ta derinden anlatmak istediği duyguları olduğunu görmeye ihtiyaç duyduğunuzda ya da kendinizi susturup biraz da başka şeylere sığınmak istediğinizde, "bir omzu çaydanlığa yaslar gibi," Kraliçenin Pireleri ideal kitap.

Size hitap edip etmediğini daha iyi anlayın diye bana en çok hitap eden en çok etkileyen bölümlerden alıntılar da yapayım; hem bana benzeyen kaç kişi olduğunuzu da anlamış olurum:
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Hera Eheres. Blogger tarafından desteklenmektedir.