Ekim 05, 2013

Kraliçenin Pireleri ~ Tarık Tufan


Kraliçenin Pireleri'nin alıntılarıyla tanışmam seneler evveline dayanır. Daha o zamanlardan kalma bir edinme isteğim vardı; ancak bu tarz kitapları, bir romanmışçasına bir solukta okuyabilen biri olamadım. Emrah Serbes'in Hikâyem Paramparça'sında da böyle olmuştu: Siteden bildiğim afili parçaların biraraya gelmiş ve kitap olmuş hâli. Her parçayı birarada ve "bende" tutma isteğimden güzel gelmişti; ama bu tarz şeyleri tek nefeste okuyamıyorum.

En fazla üç-dört sayfa süren hepsi birbirinden bağımsız küçük, kısa hayat tecrübeleri diyelim, Kraliçenin Pireleri'nin temasına. Kitabın herhangi bir sayfasını açıp rastgele bir parçayı okumalısınız, benim önerim bu yönde en azından; elbet sizin keyfiniz bilir. Kitaba baştan başlayıp inatla, "Şimdi benim de içimi sızlatacak bir yer gelir," diye okuyunca ben sıkılıyorum. Ama zaman zaman sizin gibi başkalarının da ta derinden anlatmak istediği duyguları olduğunu görmeye ihtiyaç duyduğunuzda ya da kendinizi susturup biraz da başka şeylere sığınmak istediğinizde, "bir omzu çaydanlığa yaslar gibi," Kraliçenin Pireleri ideal kitap.

Size hitap edip etmediğini daha iyi anlayın diye bana en çok hitap eden en çok etkileyen bölümlerden alıntılar da yapayım; hem bana benzeyen kaç kişi olduğunuzu da anlamış olurum:

Kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum. En azından tüm bunları hissettiğini. Belki de böyle bir beklenti benimkisi. Çünkü bunları sana asla söylemeyeceğim. Asla söyleyemeyeceğim. Oysa o kadar dilimin ucundalar ki. Rüzgar esse düşecekmiş gibi, gözlerime baksan, giderken başını bir kez geriye çevirsen, ağzımdan dökülüverecek kadar dilimin ucunda. Uzunca susuşlarım, ağzımı bile açmadan öylece kalakalıp, bakışlarımı kaçırışım hep bundan.
 
Burada hava her geçen gün biraz daha soğuyor. Zaman diyorum, biraz daha zaman. Dilimin ucundaki kelimeler bu kış da donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler. Biraz zaman diyorum. Kalbimin bir yanı sıcak kalabilirse bu kış, bir delilik daha yapacağım.
 
Ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim. Çiçekler bir açmaya görsün, bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim…
 
Aslında seni çok özledim…

Haydi bir tane daha gelsin:

"Ben nisan şaşkınlığında yitiriyorum öykünün geri kalan kısmını. Nasıl bitiyordu? İyiler nereye gittiler?"

Ve bir tane daha:

"Sorun şu ki Tanrı'm; gömleğim bir kavgada önden yırtıldı ve ben kimselere anlatamıyorum. Kimseler inanmıyor gözlerimdeki yaraların gerçek olduğuna."

0 Yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Hera Eheres. Blogger tarafından desteklenmektedir.