Ocak 25, 2013

Kuzey Işıkları ~ Philip Pullman

Bu yorum bloğumun henüz hazırlık aşamasını tamamlamadığı bu günlerde ilgilenmekten geri durmamış Fehiman Neşe'ye ithaf edilmiştir.



Bir seriye dokunacak bu kez yazdıklarım. Bir Solukta Okunanlar'da ismi yer alan Philip Pullman'ın kalemiyle oluşmuş Karanlık Cevher Dizisi'ne. Dizi üç kitaptan oluşuyor. İlk kitap olan Kuzey Işıkları Altın Pusula adıyla beyazperdeye uyarlanmıştı. Kuzey Işıkları'nın devam kitaplarını Keskin Bıçak ve Kehribar Dürbün oluşturuyor.

Kuzey Işıkları akıcılığı ve sürükleyiciliği ile size geçirecek iyi vakitler vaat ediyor. Eğer benim gibi fantastiği realiteden sıyrılmak, daha çok oralara ait olduğunuzu bildiğiniz için orada bulunmanız gereken evreni tüm detaylarıyla hissetmek için okuyorsanız, 516 sayfalık bu macera bir günde bitmeyecektir. Yazarın hiç sıkmayan o kadar güzel bir anlatımı var ki tadı biraz daha çıksın, her satırı sindireyim derken tüm sürükleyiciliğe karşın kitabın arka kapağını üç, belki dördüncü gün kapatabiliyorsunuz.

Kuzey Işıkları on iki yaşında bir kızın romanı desem çok yanlış olmaz. Bu durum ikinci ve üçüncü kitaplarda değişecek ve Lyra'nın yanına yeni bir başrol gelecek olsa da ilk kitabın biriciği Lyra. Lyra bizimkinden çok da farklı olmayan -en azından zorlanmadan kavrayabildiğimiz- bir paralel evrenin içinde, Oxford'da yaşayan bir kız çocuğu. Bu paralel evreni bizim evrenimizden ayıran en büyük fark insanların yanlarında cinleri olması.

Lyra ve cini Pantalaimon Oxford'da yaşamlarını güzelce sürdürürlerken bu durum Lyra'nın etrafındaki gerek yetişkinler gerektiği zaman da çocuklar için pek geçerli olmayabiliyor; çünkü Lyra hayli dik başlı ve yaramaz bir kız. Pantalaimon bu gibi durumlarda Lyra'yı vazgeçirmeye çalışan ve korkan taraf olmakla kalıyor; çünkü Lyra'nın ona aldırdığı yok. Bu kafasına koyduğunu ille de yapma inadı, okulu ziyarete gelen amcası Lord Asriel'in hocalarla ne konuşacağını merak ettiği için Lord Asirel'in odasında bir dolaba girmesi ve konuşmayı dinlemesi ile sonuçlanıyor. Lyra dolabın içinde konuşulanları dinlerken en çok üzerinde durulan konunun Toz olduğunu fark ediyor. Bu başta akla gelen tozdan farklı, bambaşka bir Toz. Ve Toz'un sırrını son kitaba dek tam anlamıyla kavramak mümkün değil maalesef.

Kitap genel hatlarıyla Toz konusu üzerine kurulmuş. Fakat Lyra'nın odada kulak misafiri olduğu bir başka konu da var: Kuzey'de, gökyüzünde görünen bir şehir. Elbette kitabın sonunda bunun da Toz ile bağlantısı kurulacak.

Kitabın ilk bölümlerinde Lord Asriel'den başka öne çıkan bir isim daha var: Mrs. Coulter. Lord Asriel Lyra'nın amcası olmasına karşın karakterinde sinir, öfke ve katı bir mizaç olması Lyra'yı ondan hayli uzaklaştırırken Mrs. Coulter'ın bir yabancı olmasına rağmen nazik ve çekici tavırları Lyra'nın ona ısınmasına sebep oluyor. Lyra'nın hayatında bunlar olurken Oxford çevresinde gün geçtikçe kayıp çocuklar artmaya ve bu durum göze batmaya başlıyor. Lyra'nın en yakın arkadaşı Roger da kayıp çocuklar arasında.

Henüz kaçırılmamış çocuklar arasında bu çocuk hırsızlarına bir sürü ad takılıyor ve bunlardan dile en çok yerleşeni Hamhumlar oluyor. Lyra Roger'ın da kaybolduğunu öğrenince onu kurtaracağına dair bir yemin ediyor. Kaçırılan çocukların Kuzey'e götürüldüklerini kitabın ilerleyen sayfalarında öğreniyoruz. Lyra Lord Asriel'in de Kuzey'e gitme planları olduğunu öğrenince yalvar yakar onu da götürmesini istiyor ama nafile. Bu sırada devreye giren Mrs. Coulter Lyra'yı onunla gelmesi ve onunla yaşaması için ikna ediyor. Lyra bunu Kuzey'e gitme şartıyla kabul ediyor.

Günler geçtikçe Lyra bir şeylerin ters gittiğini fark ediyor ve Mrs. Coulter'ın onu Kuzey'e götürmeyeceğini anlıyor. Bu tekinsiz kadının yanından nasıl kurtulacağına dair planlar yaparken Mrs. Coulter'ın düzenlediği bir parti esnasında kaçmayı başarıyor. Çinganlar Roger'ı ve diğer tüm çocukları kurtarmak için çıktıkları Kuzey yolculuğunda Lyra'nın da yanlarında olmasını kabul ediyorlar. Ve Lyra'nın yanında, herkesten sakladığı, Oxford'dan ayrılmadan önce Başkan'ın verdiği bir şey var: Aletiyometre.

Kitabın sayfaları ilerledikçe Lyra'nın da aletiyometrenin sırlarını çözmesi mümkün oluyor. Çok da detaya inmeden bundan sonrası için genel hatlarıyla söylenebilecek olaylar dizisi Lyra'nın çinganlar ile birlikte Kuzey'e gittiği, ona her zor ânında destek olacak ayı İorek Byrnison ile tanıştığı ve çocukları Hamhumlar'dan kurtarma savaşında Arktik'in cadı klanının da Lyra ile birlikte olduğu. Ayrıca çocukların ne için kaçırıldığını da öğrenme fırsatı buluyoruz; bu konu ile ilgili ipucu kitapta sıkça karşılaşılacak olan "tefrik" kelimesi olsun.

***

Okurken arzuladığınız gibi sizi kendi evrenine çekip götürecek bir kitap. Genel konunun üzerinde, cevabını arayacağınız birçok başka konu olacak. Devam kitabı olan Keskin Bıçak, Kuzey Işıkları'nın tam bıraktığı yerden devralıyor bayrağı; gerek ilk kitabı hatırlamakta gerekse de yeni kitabın konusunu anlamakta çok zaman harcatmıyor. Kuzey Işıkları'nı beğenerek okursanız devamı gelecektir!

Son olarak, hayal kırıklığı hobileriniz arasında değilse filmi izlememekte yarar var!

1 Yorum:

Sevde dedi ki...

Kitap gerçekten çok güzeldi ama filminin de o kadar kötü olduğunu düşünmüyorum ben. Ayrıca altın pusulayı gerçek hayatta görebilmek güzel oluyor. Lyra karakterini canlandıran oyuncu ve Nicole Kidman da filmi izlenesi yapan unsurlardan bence.

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Hera Eheres. Blogger tarafından desteklenmektedir.