Kelimelerin kifayetsiz kaldığı; ama tanıtmadan/önermeden de huzur bulamayacağım bir kıymetlimis var sırada. Neil Gaiman'ın çizgi-roman kudretinin her sayfadan bize göz kırpıp durduğu bir kıymetli. 1602 gerek fizikî gerekse de içsel özellikleriyle tatmin garantili bir eser. O kadar tanıdık ve aynı zamanda o kadar farklı bir konusu var ki.
Almak için çokça zaman beklemem, bulmak için ise hayli aramam gerekmişti. Nihayetinde Kadıköy'de bir sahafta, orijinal olarak, çok da uygun fiyata satın alıp Gaiman kurgusunun keyfini birkaç uzun gün boyunca sürmüştüm. İyi bir haber vereyim, bu cümlelerim korkutmadan: Şimdilerde 1602'yi bulmak çok da zor değil. Herhangi bir d&r'da gayet gözünüze çarpabilir, aklınıza yatabilir, eliniz uzanabilir; ve sahip olabilirsiniz. Olmalısınız.
Hiç de yabancı olmadığımız Marvel karakterlerini günümüzden 400 yıl önce var etmiş ve bunu hiç de yadırgatmayan bir oryantasyon ile bize sunmuş Gaiman'ın 1602'sinin konusunu, dönemin şartları gereği, engizisyon mahkemesinin -Marvel'den tanıdığımız- çeşitli güçleri olan yaratıkları yakalayıp yakma eylemleri ve bunun karşısında pozisyon almış Marvel'in sevdiğimiz karakterleri olan yaratıklar oluşturuyor.
Engizisyon mahkemesinin başındaki adam X-Men'in en büyük düşmanlarından Magneto olur da karşısında duranlar X-Men ekibi olmaz mı? Profesör X'i 1602'de Usta McCoy olarak okuyoruz. Ekibi ise, buzla ilgili çok şey bilen Roberto, Daredevil Scotius, Werner (Angel) ve pek tabiî Jean Grey oluşturuyor. Bunun haricinde 1602'de Fantastik Dörtlü'yü de görmek mümkün. Bir de, henüz tanıdığımız kişi olmamış karakterler var; bu nedenle tüm kurgu boyunca güçlerinden yararlanılamayan biri. Kitabın sonunda kim olduğunu tatlı bir gülümsemeyle anlıyoruz. Ayrıca Kaptan Amerika'yı uzun bir süre Rojhaz olarak okuma imkânı buluyoruz: Kendi Amerikası'nı, Virginia'yı korumaya yemin etmiş Rojhaz olarak. Küçücük bir alıntı yapmak istiyorum; okurken içime dokunmuş iki cümlecik:
"Korkuyorum, Rojhaz."
"Korurum."
Var olan şeylere farklı bir yorum katılması benim hoşuma gidiyor. 1602 eğlenceli bir çizgi-roman. Kesinlikle okunmalı. Arka kapakta da bahsettiklerimden farklı şeyler yazmıyor. "On yedinci yüzyılın ilginç dokusunda, Marvel aksiyonu ile Kraliçe I. Elizabeth döneminin arka planını karıştırıp muhteşem bir eser ortaya çıkaran Gaiman"a saygı satırları; benim de yaptığım gibi.
1602 ne çok ince ne çok kalın. Fakat ne eksiği var ne fazlası. Her şey kararında. Son olarak çizimlerin de harikulâdeliğine değinmeden geçmek yakışık almaz. Son sayfalarda bu çizimlerle ilgili ilk eskizlere ve üzerlerine düşülen notlara da yer verilmiş. Onları da görelim ve ben artık susayım:
Görüşmek üzere! *\o
0 Yorum:
Yorum Gönder